Bu yıl 22. düzenlediğimiz ANKEM kongresi programına bakarken birden gerilere doğru bir yolculuk yaptım. Yeni antibiyotiklerin birbiri ardına geldiği yıldı 1985. Nasıl bir araya geldik hatırlamıyorum, sevgili hocamız Enver Tali Çetin, Tuğrul Çavdar ve Emine Koçyiğit ile birlikte antibiyotiklerle ilgili bir kongre yapma fikri doğdu. Ve 1986'da ilk ANKEM kongresi Tuğrul Çavdar'ın başkanlığında, Emine Koçyiğit'in sekreterliğinde Marmaris'de gerçekleştirildi. Bu önemli bir tarih, çünkü ülkemizde ilk kez bir ilaç grubu adına büyük katılımlı bir kongre yapılıyordu. Üstelik alışılmış asık suratlı kongrelerden çok farklı bir ortamda gerçekleşiyordu.
Maya tutmuştu. Enver Tali Çetin'in başkanı, benim sekreteri olduğum 2. Kongre Side'de, ama biraz sancılı başladı. Çünkü dış turizme yeni yeni açılan otellerde çifte rezervasyon sorunu yaşadık ve üzerine nurlar yağsın, sevgili Kaya Çilingiroğlu hocamızı epey kızdırdık. Bu Kongre'nin unutulmaz noktalarından biri ilk kez "nasıl akılcı antibiyotik kullanırız" temasının işlenmesi ve bu toplantının sonucu olarak pek çok kurumda "Antibiyotik Kontrol Komiteleri"nin kurulmasıydı. Unutulmaz kılan diğer nokta ise neredeyse tüm Kongre üyelerinin katıldığı "Hoş kıyafet" balosu idi. Bu baloda sevgili Semra Çalangu örtülü tuhaf kıyafeti ile 1. olurken bu kıyafetin zamanla tüm ülkede doğal hale geleceğini bilemezdik.
ANKEM su kenarlarından 2 kez karaya taşındı, 3. Ankara'ya, 10. Kapadokya'ya olmak üzere. Kapadokya'daki Kongre'nin sekreteri, aramızdan apansız ayrılan, anısını ve acısını hiç unutmadığımız sevgili Yavuz Bozfakioğlu idi. Faruk Pekin'in rehberliğinde Kongre saatleri dışında gizemli Kapadokya'yı bir kez daha keşfettik.
ANKEM'ler benim için o kadar anılarla yüklü ki hangisini hangi Kongre'de yaşadığımı hatırlayamıyorum. Ama çok iyi hatırladığım 9 yıl Dekanlık yaparak bir rekor kıran sevgili hocamız Korkmaz Altuğ'un da rol aldığı “sessiz film” oynama seanslarımız. Galiba bu oyunu, en çok havanın inanılmaz soğuk olduğu Bodrum gecelerinde oynadık. Zamansız kaybı ile bizi kahreden sevgili Sait Bekem hoca çelebi gülüşü ile bize seyrederdi.
Bazı konular ülkemizde ilk kez ANKEM'lerde dile getirildi. Örneğin Biyoyararlanım-Biyoeşdeğerlik Kuşadası'nda, İyi Klinik Uygulamalar Kapadokya'da, Hekim-İlaç Endüstrisi ilişkileri Beldibi'nde, Farmakoekonomi Kemer’de yapılan Kongre'lerde tartışıldı ve ilk Klinik Araştırmalar-Etik kursu Belek'de gerçekleştirildi. ANKEM ilkleri bunlarla sınırlı değil. Gün doğumu, Gün batımı, Bir Bilene Soralım, Birlikte Tartışalım vb isimli tartışmalı interaktif toplantılar ve artık bir ANKEM klasiği olan Üniversite-İlaç Endüstrisi ortak panelleri. Ve bu yıl için de “ANKEM Meydan”ı adında farklı biçimde bir toplantı düzenlendi.
İlklerimiz bitmedi. Şimdilerde bilişim teknolojisinde çalışan Aslı Salman, 8 yaşında iken arkadaşlarına tattırarak yaptığı antibiyotik şuruplarının tadı ile ilgili deneysel çalışmasını bu Kongrelerden birinde sundu ve sunu ANKEM Dergisi’nde yayımlandı.
Bakterilere de söz verildi bu Kongre'lerde. Sevgili Demir Tiryaki'nin hazırladığı "Bakterilerin hüzünlü öyküsü", geçen yıl aramızdan ayrılan sıkı Ankemist Sinan Nur Kesim'in dağıttığı selpak mendilleri eşliğinde göz yaşlarıyla izlendi.
Kongre düzenlemelerimiz de farklı oldu hep. Artık hepsi konularında uzman olan Tunç Tiryaki, Burak Erdamar, Hakan Sivrikaya ve Burak Beksaç öğrenciliklerinde Kongre’lerimizin hem neşe kaynağı hem de organizasyonda en heyecanlı yardımcılarımızdı.
Kongrelere kültürel boyut katma da ANKEM ile başladı. Kongre saatleri dışında yörenin kültürel mekanları gezildi, ülkemizin önde gelen kültür-müzik-tiyatro insanları dinlendi. Bu etkinlikler bazılarınca başlarda yadırgandı ama sonra hemen kopya edildi.
Dostlukların başladığı, eski dostlukların demlendiği bir ortam sağladı ANKEM hep. Ve zamanla büyük bir ANKEM ailesi doğdu. ANKEM'ler olmasa idi sevgili Erdal Akalın'ı, İskender Sayek'i, anısını içimizde taşıdığımız Füsun Sayek'i, Emin Kansu'yu, Semih Baskan'ı, Serhat Ünal'ı, Volkan Korten’i, Deniz Gür’ü ANKEM marşını besteleyen Erol Balık'ı, Yıldız Balık'ı ve nice dostumu tanıyamayacak, Fakültemizin başarı dereceli mezunu Murat Akova ile yeniden karşılaşamayacaktım. ANKEM'ler kişisel tarihimizin bir parçası artık.
ANKEM kongrelerinin belgesi olan ANKEM Dergisinden söz etmeden geçilebilir mi? Sevgili Kurtuluş Töreci hoca'dan konuşmanın yazısını tam zamanında teslim etmeden “kurtulmak” mümkün mü? Bir kuyumcu titizliği ile yazıları kaynak dergilerin sayı numaralarına kadar tek tek elden geçiren, hatta yeniden yazan sevgili Kurtuluş hocamızı, ANKEM Dergisinin selameti için -Semra Çalangu'nun dediği gibi- ne yapıp edip klonlamalıyız.
Tüm hoş anıların yanı sıra içimizi yakan, unutulmaz kayıplarımız oldu. Kaybettiğimiz dostlarımızın ve sevgili Yavuz'umuzun ardından ANKEM'in kurucusu, tanımlamaya bildiğim sıfatların yetmediği, eşsiz insan, sevgili hocamız da 2005'de bizi bırakıp gitti.
Derneğimizin yeni başkanı sevgili Bülent Gürler ve 22. Kongre başkanı sevgili Tansu Salman ve de yardımcıları var güçleriyle çalışıyorlar ANKEM efsanesinin sürmesi için. Biz Ankemistler de bu uğraşlarında onları yalnız bırakmamalıyız ki ANKEM yıldızı hep parlasın.
Daha pek çok ANKEM'lere birlikte yürüme umuduyla tüm Ankemistlere sevgiler..
Lütfiye Eroğlu